Zeytinyağlı Bakla
1 kilo bakla
2 büyük soğan
1 demet dereotu
2bardak su(baklalar çok su bıraktı oyüzden siz 1BARDAK koyun derim ben...
yarım çay bardağı şeker(dediğim gibi biz şekerli seviyoruz azaltayım dedim ilk yaptım baktım tadına yok ağız tadımıza uymuyor biraz daha ekledim oda işte çay bardağı yarısı kadar oldu bu arada ilk pişirişim hep annem bize geldiğinde yapardı artık dedim bu yemeğide yapmayı bileyim)
1 tatlı kaşığı tuz ve zeytinyağ
Ben ayıklanmış baklaları ve diğer tüm malzemeleri düdüklü tencerede yarım saat pişirdim...Ve üstüne sarımsaklı yoğurtla servis ettim...
Bakla şimdi bu hafta pazarda artık yerini alacak bitene kadar yemeli ve pişirmeliyiz... Eğer kendimiz pişirip yemez isek nasıl çocuklarımızdan yemelerini bekliyebilirizki. Şuan kızım sadece tadına baktı anne yemem dedi.. Hiç ısrar etmiyorum ters tepki yaratır biliyorum kendimden rahmetli babam karnıbahar için kızım ye şöyle güzel böyle güzel dedikçe inadıma 21 yaşıma kadar yemeğini yemedim. Şimdi her hafta pişiriyorum.Seval abla (Sevalce Lezzetler)kızına karnıbaharı sevdirdiğin için tebrik ederim demiş... Çünkü hep pişirdim sabırla ve yedik gözünün önünde çocuk ister istemez anne-babayı rol model alıyor tadına baktı okulda da pişti bu yemek hiç ısrar etmeden yedi hemde ne yemek bazen ikinci defa istediği oluyor...
İşte böyle arkadaşlar... Aslında size biraz da Çaycuma'da bakla nasıl pişiyor diye bahsetmek istiyorum... Buranın halkı bahçesinde ki baklayı iyice büyütüyor artık o iç oluyor bir parmak yarısı kadar. ona( eşşek baklası) diyorlar ve haşlayıp bir tabağa koyuyorlar ellerine bir tane alıp kabuğunu soyup yiyorlar... Kimilerinize ilginç gelebilir ama burda bu şekilde yeniliyor. Pazarın manav kısımlarında dışarıdan gelen halk için bu taze bakla satılır... Ahhh ben 9 yıldır burda yaşıyorum bir kaç yıldır kereviz, brokoli, enginar, bürüksel lahanası pazarda satılıyor.İlk geldiğim yıllarda manavda yine bizim gibi dışarıdan gelenlerin talepleriyle satılırdı onlarda ya kart olurlardı yada çok pahalı... Buranın dışarıdan aldığı göç fazla oluca eee haliyle arz-talep meselesi pazardaki esnafta bu sebzeleri satar oldu.. Ama hala pazarda alışveriş ederken yanıma yaklaşan bir teyzenin satıcıya kerevizi gösterek bu nedirki oğlum demesine yada brokoliyi gösterip kızım bunu nasıl pişiririz demesine şahit oluyorum.. Çünkü bunlara çok uzaklar evlerinde hiç pişmemiş ki annelerinden hiç görmemeişler haklı olarak şimdi tv lerde çıkan sağlıklı yaşam uzmanları bu sebzeleri gösterdikçe merak ediyorlar ama cesaret edipte alıp pişiremiyorlar... Yokmu bilen hiç orta yaşlı yada benim yaşlarımda kişiler var... Ama onlarda mutlaka bizim gibi dışarıdan gelen bir komşusu sayesinde tatmış sevmiş... Çok yakın sevdiğim bir ablam var annem yaşında brokoliyi alıp sık sık yaparak ev halkına sevdirdi... Ben de ilk geldiğimde yoğurtlu brokoliyi ondan öğrendim evlenmeden önce babam bir keresinde kızım bunu karnıbahar gibi pişir demişti pişirdim aman o evdeki koku beni ve tüm halkı bu sebzeden uzaklaştırmıştı sadece babam yemiş ve bir daha almamıştı... Burda yaşarken komşum ben şöyle pişiriyorum deyip alıp(mantarlı ve mısırlı salatası)yapıyorum deyince ikinci denememde bizde sevdik... Hiçbirimiz bu sebzeleri çocukluğumuzda zaten bilmezdik ama eğer şimdi varsa sık sık yapmak gerekli yoksa sebzeyi sevmeyen hazır gıdalarla ve özellikle fast-foodla beslenen bir toplum olmaya doğru gideceğiz... Bir tv reklamında sonrada yemek dergisinde gördüğüm çok sevdiğim bir reklam var bir çocuk mutfakta kurufasulye pilav yiyor kilosu da gayet normal,sonra başka bir mutfak ve bir çocuk oda hamburger yiyor oldukça kilolu hatta obez... İyi düşünülmüş ders çıkarılacak bir reklam ama sık sık tekrarlanmalı... Şimdilik benden bu kadar sevgiyle kalın ve sebze ile kalın...
Ayça Kuzu (Yüksek Topuklar)